Mikromedyanın Özetli Tarihi  

Posted by Alper Çetiner


Öyle ya, blog yazıları yazarı bir insanım. Bu resim benim de hislerime dokundu gibi. Eskiden içe dönük hikayeler yazardım. Kimse okumazdı, içimden geldiği için yazardım. Okumak isteyen olsaydı bile okutmazdım sanırım...
Tabii sosyal paylaşım ağları var artık. Devrimsel bir nitelikteler. Ufak tefek yazılar yazıp insanlara okutabiliyorum. Paylaşabileceğim ilginç konular buluyordum. Bu huyundan vazgeçmeye niyeti olmayanlar arasındanım aslında...
Ancak yeni sosyal ağ oluşumları işi iyice kısaya bağlamaya başladı. Eskiden okumak isteyene leziz bir şekilde sunmak isteyeceğiniz yazıların yerini sürüyle statü bildirimleri almaya başladı. "bugün amsterdam'a uçuyorum", "mutfaktayım", "hepinizden nefret ediyorum", "kafama kuş sıçtı" gibi kısa iletiler ve cevap olarak gelen lüzumsuz gülücükler...
Sosyal ağlar bizi asosyalleştiriyor hissine kapılıyorsun bir noktadan sonra. İnsanlar kof gibi, kimse seni dinlemiyormuş gibi geliyor.
Sonra ne mi oluyor? Giriyorsun Twitter'a, merak ettiğin insanlar (ki arkadaşların değildir, film yıldızlarıdır, vesaire...) özel hayatlarını ve basın bildirimlerini okur hale geliyorsun.
Buradan Twitter kullanıcılarına el sallamak istiyorum. Sevmiyorum o programı!
Arkadaşlarınız sizin varlığınızdan bile haberdar değil. Sayenizde iyi para kazanıyorlar ama. Öyle bir kaymağı var bu arkadaşlık oynunun.

0 yorum var | yaz / oku

Yorum Gönder

kimiz?

Fotoğrafım
İzmir Ekonomi Üniversitesinin Medya ve İletişim öğrencileriyiz. Derdimiz ortak bir alan yaratmak ve çok dertliyiz. Şöyle ki, okuyan herkes davetlidir.

neciyiz?

İzmir Ekonomi Üniversitesinin Medya ve İletişim öğrencileriyiz. Derdimiz ortak bir alan yaratmak ve çok dertliyiz. Okuyan herkes davetlidir.

arşiv